Kendiliğinden ve beklenmedik şekilde gelen korku ataklarıyla karakterizedir. Kişiler kalp krizi ve felç geçirmek, bayılmak, ölmek veya akıllarını kaybetmekten yoğun bir korku duyarlar. Kısa bir süre içerisinde tepe noktasına ulaşan kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı, üşüme gibi belirtiler atakların karakteristiğidir.
Her panik nöbeti panik bozukluğu anlamına gelmez, başka ruhsal ve fiziksel hastalıklarda da ortaya çıkabilir.
Panik atağı sırasında hasta aşırı endişeli görünmektedir. Telaşlı konuşur ya da konuşamaz. Zihni bulanık gibidir. Kendini garantiye almak için bir yere oturur veya donup kalır. Düşünce içeriğinde bayılacağı, öleceği, ölmesine neden olacak ağır bir hastalık geçirmekte olduğu yer alır. Panik atağı dışındaki zamanlarda tekrar panik atağı geçireceğine dair düşünceleri olur. Atak sırasında (normalde veya başka bir hastalık nedeniyle olmayan) aşırı terleme, yüz kızarıklığı, kan basıncının ve nabzın yüksekliği, ellerde titreme ve hızlı soluk alıp verme görülebilir. Ataklar dışındaysa tamamen normal görünür.
Yapılan epidemiyolojik araştırmalarda, panik bozukluğunun yaşam boyu yaygınlığı, %1.5-3.5 olarak bulunmuştur. Panik bozukluğu daha sıklıkla genç erişkinlik döneminde başlar. Başlangıç yaşı daha çok 20’li yaşlar olmakla birlikte, yaşamın herhangi döneminde de başlayabilir. Panik bozukluğu kadınlarda, erkeklere göre yaklaşık iki kat sıklıkta görülmektedir.
Kişinin yaşamış olduğu panik atakların hoş olmayan bedensel duyumlara neden olması ve yanlış yorumlanması sonucunda, tekrar yaşanmasına yönelik korku hali yaşar ve kişi tetikte olma haline bürünür (beklenti anksiyetesi). Bedensel duyumlarına daha da dikkat etmeye, onları izlemeye başlar. Benzer duyumları hissetmeye başladığında kendisini rahatlatmak için çeşitli yollar geliştirmeye çalışır. Hastaneye gidebilir, ilaç kullanabilir… Bu tür davranışlar kişinin kaçma davranışına sebebiyet verir. Panik atağın panik bozukluğa dönmesine sebebiyet verir. Panik bozukluğu olan kişilerin strese karşı aşırı duyarlı olduğu düşünülmektedir.
Panik atak ve buna bağlı olarak panik bozukluğun tıbbi bir tedavisi bulunmamaktadır. Ama tedavi kesildikten sonra hastalıkta tekrarlama görülebilir. Panik atakta ilaç tedavisinin yanı sıra nefes egzersizleri de yapılması gerekir. Panik atak tedavisinde hipnoz en çok kullanılan tedavi yöntemleri arasında yer alır. Hipnoz sırasında yapılan telkinler ile kişilerin hastalığından kurtulduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda panik atak hastalarının düzenli egzersiz yapması da oldukça önemlidir. Egzersiz sırasında beyinde salgılanan kimyasal maddeler denge sağlamaya yardımcı olur ve endorfin salgılar.