Sağlığa zarar verebilecek derecede yetersiz ya da aşırı yemek yeme davranışıdır. Yeme bozukluğu olan kişinin bedeni, duygusal ve sosyal hayatı yeme davranışındaki anormallikler nedeniyle zarar görür. Kişinin, günlük yaşamı yeme biçimini değil, yeme biçimi günlük yaşamını etkiler.
Beslenme ve yeme bozuklukları;
Yeme bozukluğu diyet yapmaktan çok farklı bir durumdur. Diyet, kişinin sağlıklı bir bedene ulaşabilmek için uyguladığı dengeli beslenme düzeni iken yeme bozukluğu ise kişinin hayatını fizyolojik, psikolojik, ve sosyolojik olarak etkisi altına alan psikolojik temelli bir hastalıktır. Yeme bozuklukları için özgün bir neden bilinmemektedir. Beslenme ve yeme bozuklukları kişinin olduğu kadar, ailesinin, yakın çevresinin hayatını da büyük ölçüde etkilemektedir. Yeme bozukluğunun oluşmasında temel sebeplerden bir tanesinin özgüven eksikliği olduğu düşünülmektedir. Temelde beslenme ve yeme bozukluğu olan kişi yiyerek ya da yemeyerek hayatını ve duygularını kontrol etmeye çalışır. Bu durum çoğu zaman kişinin hayatı ve çevresinde olup bitenlerle ilgili ne kadar güvensiz hissettiği ile de ilgilidir. Yeme bozukluklarının daha çok kadınlarda görülmesi, kadınlık psikolojisinin de önemini vurgulamaktadır.
Pika: Kişinin en az bir ay süreyle, sürekli olarak, besleyici bir değeri olmayan, besin olmayan bir maddeyi (kağıt, saç, boya, sabun, kül, kil vb.) tüketmesidir. Besleyici değeri olmayan ve besin olmayan maddeleri yeme tutumu, kişinin gelişimsel düzeyi ile uyumlu değildir. Çocuklarda daha sık olmakla beraber her yaş grubunda görülebilmektedir.
Geri çıkarma (geviş getirme) bozukluğu: Kişinin sık sık, en az bir ay süre ile yediği yemeği geri çıkarması durumudur. Çıkarılan yiyecekler yeniden çiğnenebilir, yeniden yutulabilir ya da dışarı tükürülebilir. Sık sık geri çıkarma, eşlik eden bir mide-bağırsak hastalığına ya da başka bir sağlık durumuna (reflü, pilor stenızu vb) bağlı gelişmez.
Kaçıngan / Kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu: Belirgin kilo kaybı, belirgin kilo eksikliği ya da enteral (tüp yardımıyla) beslenmeye, ağızdan besin destekçilerine bağlı kalma halidir. Buna bağlı kişide ruhsal -toplumsal işlevselliğin belirgin düzeyde düşer.
Yineleyici tıkınırcasına yeme dönemlerinin üç ay içerisinde, haftada en az bir kez olmasıdır. Kişinin benzer koşullarda ve benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden açıkça daha çok yiyeceği yemesidir. Olağandan çok hızlı yeme, rahatsızlık verecek düzeyde tokluk hissedene kadar yeme, bedensel açlık hissetmiyorken yeme ve ne denli yediğinden utandığı için kendi başına yeme ve sonrasın yoğun suçluluk duygusu hissetme hali sıkça eşik etmektedir. Tıkınırcasına yemeye, bulimiya nervoza olduğu gibi uygunsuz ödünleyici davranışlar eşlik etmez bu nedenle aşırı kilolu olmak tipik bir sonuçtur. Bu da diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların gelişimini teşvik edebilmektedir.
Uykudan uyanarak yemek yeme ya da akşam yemeğinden sonra aşırı yiyecek tüketme ile kendini gösteren, yineleyen gece yemek yeme ataklarıdır.
Tedavi psikiyatri ve uzman psikolog öncülüğünde, hastalığın durumuna göre iç hastalıkları ve diğer tıbbi dallar ile iş birliğine geçilerek sürdürülür. Yeme bozukluklarını teşhis etmek için kilo ve boy oranı ile belirlenen vücut kitle indeksini kullanılmaktadır. Düşük VKİ, anoreksiya için tipiktir, yüksek VKİ ise tıkınırcasına yeme bozukluğu için tipiktir. Bulimia olan kişilerin genellikle normal bir VKİ'si vardır. Destekleyici psikoterapi görüşmeleri, ailenin tedaviye katılımı ve aile ile iş birliği önemlidir. Hastalar çoğunlukla yeme bozukluklarının farkındadır, ancak hastalığı geç saatlere kadar anlamazlar ve tedaviyi reddedebilirler. Tedavideki ilk hedef genellikle tedaviye kapalı olan hastanın tedavi için iş birliği yapmasını sağlamaktır.
Bilişsel davranışçı terapi yeme bozukluklarının tedavisinde iyi sonuçlar gösteren yöntemlerden biridir. Yeme bozukluğu olan kişiler strese ve duygusal durumlara rahatsız bir yeme davranışı ile tepki verdiğinden, terapi onlara alternatif baş etme stratejilerini öğretmeyi amaçlar. Özellikle genç hastalarda aile yakınlarının terapiye dahil edilmesi önemlidir. Sağlıklı beslenme, yapılandırılmış öğünler ve porsiyon boyutları hakkında bilgi sağladığı için yeme bozukluklarında uzmanlaşmış beslenme tedavisi de yardımcı olabilmektedir.
Yeme bozuklukluğu yetersiz beslenmede; kas erimesine, kırılgan kemiklere, saç dökülmesine, adet döneminin olmamasına veya güç kaybına neden olabilir. Yetersiz beslenen bir vücut ayrıca enfeksiyonlara karşı kendini daha az savunabilir. Sürekli kusma dişlere ve yemek borusuna zarar verebilir. Yeme bozuklukları, özellikle anoreksiya nevroza ölümcül olabilmektedir. Aşırı yemek yiyen kilolu kişilerde ise eklem ağrısı, yüksek tansiyon veya şeker hastalığı görülebilmektedir. Ayrıca depresyon da bir yeme bozukluğuna eşlik edebilmektedir.