Travma sonrası stres bozukluğu (Posttravmatik) ve tedavisi için bilmemiz gereken öncelikle bir kaç nokta var. Kişinin ruhsal ve bedensel varlığını sarsan, inciten, yaralayan, korkutan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik olayların bizlerde yol açtığı psikolojik etkilere ruhsal travma diyoruz.
Psikologlarımız tarafında yapılmış olan tanımlamaya göre ileri yaşta bir yakınımızın uzun süren bir hastalık sonrasında ölümünün ruhsal travmaya yol açma ihtimali düşüktür. Çünkü insanın psikolojik duruma kendini hazırlar. İnsanın bir yakınını beklenmedik biçimde “Örneğin; trafik kazası veya ani bir kalp krizi” sonucunda vefat etmesi daha fazla travmatik etki yapar.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun yarattığı etkiler duygusal, fiziksel, davranışsal ve bilişsel olarak 4 alanda olabilir:
Duygusal Tepkiler:
Fiziksel Tepkiler:
Davranışsal Tepkiler:
Bilişsel Tepkiler:
Bu tepkiler kişiler tarafından anormal olarak görülse de travmatik bir olaya karşı verilen normal tepkilerdir. Araştırmalar bu tepkilerin olay yaşandıktan uzun süre sonra da çıkabildiğini göstermektedir. Bu durumda “gecikmeli dışa vurum gösteren tip” olarak adlandırılır. Her iki durumda da bu tepkilerin 1 aydan daha uzun süre boyunca devam etmesi ve kişinin günlük hayatını ciddi derece etkilemesi halinde bu alanda çalışan bir uzmandan yardım alınması gerekmektedir.
Travma sonrası stres bozukluğuna yol açan olaylar erişkinlik ya da çocuklukta yaşanmış olabilir. Yaşanan olayın türüne, tekrarlayıcı olup olmamasına, yaşandığı yaş dönemine ve olayda yer alan kişilerin maruz kalan kişiye olan yakınlıklarına göre travma sonrası stres tepkileri farklı biçimlerde ortaya çıkar. Bu tepkiler olayın hemen ardından başlayabileceği gibi yaşamın daha sonraki dönemlerinde de gündeme gelebilir. Olaya ilişkin duygu, anı ve düşüncelerin bastırılmış olması travma sonrası stres bozukluğunun ortaya çıkmasını önlese de aynı nedenlerden kaynaklanan ruhsal süreçler başka psikiyatrik bozukluklar (yeme bozukluğu, dissosiyatif bozukluk, sınırda kişilik bozukluğu, nedeni bulunamayan bedensel belirtiler vb.) biçiminde de ortaya çıkabilir. Birçok psikiyatrik bozuklukta olduğu gibi travma sonrası stres bozukluğunda da merkez ve otonom sinir sistemlerine ilişkin nörobiyolojik mekanizmalar devreye girmektedir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu kişinin hayatını, sosyal aktivitelerini, dünyayı algılayış şeklini etkileyen çeşitli alanlarda sorunlar yaşamasına neden olan ciddi bir hastalıktır. Bununla birlikte çeşitli tedavi yöntemlerinin bu hastalığın tedavisinde oldukça başarılı olduğu bilinmektedir. Travmatik bir olaydan her kişinin aynı oranda etkilenmediği göz önüne alındığında, kişinin ihtiyaçlarına uygun olan tedavi planının hazırlanması gerekmektedir.
İlaç Tedavisi: Travma etkilerini şiddetli bir şekilde yaşayan kişilere uygun bir antidepresan tedavisi başlanabilir. Tedavide kullanılan ilaçlar kişinin duygu durumunu düzenleme, aşırı uyarılmayı azaltma, öfke kontrolünü sağlama, düşünce içeriklerini düzenleme gibi bir çok semptomla ilişkili alanda yarar sağlamaktadır. Tedavi süresi hekim tarafından belirlenir.
Derin TMS: Derin TMS, ilaçsız ve cerrahi olmayan bir müdahaledir, anestezi gerektirmez. Uygulama sırasında hasta uyanık ve bilinçlidir. Kafatasına yerleştirilen bir mekanizma ile kafatasının altına manyetik atımlar gönderilerek beyindeki hedef bölge fiziksel olarak uyarılır. Böylece, elektriksel aktivite ile çalışan nöronlar, manyetik uyarım sayesinde aktifleşir. Aktifleşmesi ile birlikte travmatik hatıraların anımsanması ve bunun uzman eşliğinde konuşulmasının travmanın yükünü kayda değer derecede azalttığı rapor edilmiştir.