İnsomnia olarak da adlandırılan uykusuzluk; kişinin uykuya dalmasına engel olan veya uyumamasına neden olan bir tür uyku hastalığı olarak tanımlanır.
Birçok insan, hayatının bir döneminde günler veya haftalar süren kısa süreli (akut) uykusuzluk yaşayabilir. Böyle durumlar genellikle stres veya travmatik bir olay sonucunda gözlenir. Ancak bazı insanlar 1 ay veya daha uzun süren uzun süreli (kronik) uykusuzluk yaşar. Uykusuzluğun kendisi birincil sorun olabilir veya farklı bir tıbbi durum ya da kullanılan ilaçlar nedeniyle oluşabilir.
Hastalığın tanımı belirtiler üzerinden yapılır. En sık kendini gösteren uykusuzluk belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50'si zaman zaman uykusuzlukla karşı karşıya kalabilir ve her 10 kişiden 1'i kronik uykusuzluktan şikayet eder. Uykusuzluk, kadınlarda erkeklerden yaklaşık iki katıdır ve gençlerden daha yaşlılarda daha yaygındır. Uykusuzluk hastalığı birçok nedene bağlı olarak gelişebilir.
Kronik uykusuzluk genellikle stres, yaşam olayları veya uykuyu bozan alışkanlıkların bir sonucudur. Altta yatan nedeni tedavi etmek uykusuzluğu çözebilir ancak tedavi bazı durumlarda yıllarca sürebilir. Kronik uykusuzluğun yaygın nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Stres: İş, okul, sağlık, finans veya aile ile ilgili endişeler, ölüm, boşanma gibi stresli yaşam olayları geceleri zihni aktif tutup uyumayı zorlaştırabilir.
Seyahat veya iş programı: Vücudun uyku ve uyanıklık düzenini sağlayan ve vücudun iç saati olarak adlandırılan sirkadiyen ritimler seyahat veya iş çalışma saatleri nedeniyle bozulabilir. Bunlara örnek olarak jet lag; geç, erken veya değişen vardiyalarda çalışmak verilebilir.
Kötü uyku alışkanlıkları: Düzensiz bir yatma zamanı, yatmadan önce yapılan uyarıcı aktiviteler, rahatsız edici bir uyku ortamı, kötü uyku alışkanlıkları olarak sayılabilir. Bilgisayarlar, televizyonlar, akıllı telefonlar veya yatmadan hemen önceki diğer ekran aktiviteleri uyku döngüsünü olumsuz yönde etkiler.
Akşamları çok geç yemek yemek: Yatmadan önce çok fazla yemek yemek, yatarken fiziksel olarak rahatsız hissetmenize neden olacaktır. Bazı insanlar ana öğünlerini yatma saatine yakın aldıklarında, mide ekşimesi ve yiyeceklerin mideden yemek borusuna geri kaçmasına neden olan, asit reflüsü denen şikayetle karşılaşır. Bu gibi durumlar uyuya dalmayı zorlaştırır.
Ruh sağlığı bozuklukları: Travma sonrası stres bozukluğu gibi kaygı bozuklukları uykuyu etkileyebilir. Örneğin; çok erken uyanmak depresyonun bir belirtisi olabilir.
Fiziksel Nedenler:
Genellikle toksik & ağır yiyecekler (et, kızartmalar vb.) tüketmek ve yeterince hareket etmemek, uykusuzluk üzerinde büyük, düşündüğünüzden daha fazla bir etkiye sahiptir. Siz hareket etmediğinizde, vücut gün boyu depolanan negatif enerjiyi serbest bırakamaz ve gün içinde ağır gıdalar tükettiğinizde, tüm enerji sindirim görevlerine yönelir.
Zihinsel NedenlerNe yazık ki aile, ayrılıklar, boşanma, çocuklar, patron, para, vb. gibi geçmiş sorunları düşünmeden duramayız. Bütün bunlar aklımızı fazla düşünme ile meşgul ederek, iyi bir uyku için rahatlamanın önüne geçer.
Uykusuzluk, tedavi edilebilen bir hastalıktır. Uykusuzluğu giderebilecek reçeteli ve reçetesiz satılan ilaçların yanında farklı terapiler ve tedaviler bulunur. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:
Uykusuzluk için bilişsel davranışçı terapi: Uykusuzluk için bilişsel davranışçı terapi bireyi uyanık tutan olumsuz düşünceleri ve eylemleri kontrol etmeye veya ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Genellikle uykusuzluk hastalarına ilk tedavi yöntemi olarak önerilen bu yöntem, uyku ilaçlarına eşit veya onlardan daha etkili olabilir.
Reçetesiz ilaçlar: Reçetesiz uyku ilaçları, antihistaminik denen bir grup etken madde içerdiğinden, düzenli kullanım için uygun değildir.
İyi uyku alışkanları edinmek de uykusuzluğun önüne geçebilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Akut uykusuzluk denilen kısa süreli uykusuzluk sorunları bazen tedavi gerektirmeyebilir. Fakat Kronik uykusuzluk tedavisinde ise, öncelikle uykusuzluğa neden olan altta yatan sağlık sorunlarının tedavi edilmesi gereklidir. Eğer şüphelenilen hastalıklar tedavi edildikten sonra bile kişi uykusuzluk sorunu ile karşı karşıya kalıyorsa psikolojik değerlendirilmesi istenilebilir.